TESADÜFLERİN BİLGELİĞİ BİR KAPININ KAPANIŞI VE FELSEFENİN KEŞFİ

 

 

Bugün işe giderken zihnim radyoda çalan Kayahan'ın parçasına ilişti. 1998'li yıllarda yaşadığım ve beni dolaylı da olsa felsefeyle tanıştıran kız arkadaşımı zihnimdeki anı dosyalarından çıkarıverdim. Kayahan ile bağlantısı ise ben ne hikmetse hiç dinlemediğim, o zamanın revaçta olan parçasını göstererek Kayahan'ın hayranı olduğumu söylememdi. Gerçekte hiçbir zaman Kayahan için böyle bir hisse kapılmadım. O zamanlar bir ilgi oluşturma çabasıyla, belki de kendimden bile gizlediğim bir samimiyetsizlikle, böyle bir şey söylemiştim. İnsanın kendini tanıma serüveninde, bu küçük yalanlar bazen büyük gerçeklere kapı aralar. Beni felsefeyle tanıştırması ise hayatın kendine has ironisiyle dolu ilginç bir hikayedir. O zamanlar parasız yatılı okuyordum. Doğum günümde ankesörlü telefondan arkadaşı aracılığı ile benden ayrıldığını öğrenince zaman adeta durdu. Bambaşka bir halde, insanlığın özünden ve benliğimden sıyrılmış bir şaşkınlıkla etüt odasının yolunu tuttum. Naçizane gençlik yıllarının her yürekte oluşturacağı o derin hisle, "ayrılırsa ne yaparım?" sorusunun cevabını yaşıyordum. Heidegger'in dediği gibi, varlığın anlamını sorgulatan o "sınır durumlar"dan birinin içindeydim, henüz bunun farkında olmasam da. Etüt odasında, şu anda kendisi yazarlık yapan, yakın arkadaşım vardı. Her zamanki gibi, kitaplarda kendisini arayan bir bilgin edasıyla kalın bir kitap okuyordu. Büyük bir güçlükle, adeta kendi sesimi dışarıdan duyarak, "ne okuyorsun?" diye sordum. O da kafasını kaşlarıyla birlikte aniden kaldırarak, "Sofi'nin Dünyası," dedi. O an fark etmemiştim, ama bu basit cevap hayatımın akışını değiştirecekti. Benliğimi bütün gücümle toparlamaya çalışarak; "ne hakkında?" diye sordum. Felsefe tarihi üzerine bir roman olduğunu ve çok ustalıkla yazıldığını öğrenmiştim. Arkadaşım resmi giyinişinin altındaki sportmen fikirleriyle çıktı gitti, ardında o kitabı ve bende açılan derin merak duygusunu bırakarak. "Felsefe ne ki acaba?" diye düşündüm. Hiçbir fikrim yoktu. Kesin hiç anlamayacağım ekonomi tarzı karmaşık bir şeydir diye aklımdan geçirmiştim. Bu düşünce bile, aslında bilginin bilinmezliği karşısındaki o insani tedirginliği, Sokrates'in "bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir" aforizmasındaki tevazuyu yansıtıyordu farkında olmadan. Kitap çaprazımdaki masanın üzerinde bütün gizemiyle duruyordu. Elime aldım ve kapağını açtım. Şimdi düşünüyorum ki aslında ben basit bir kitabın sayfasını değil, her türlü sorunuma derman olacak bir dünyanın kapısını açmıştım. O an, Platon'un mağarasındaki zincirlerinden kurtulan tutsak gibi, bilmediğim bir bilgeliğe doğru ilk adımımı atıyordum. Doğum günümde bir sevda bitmiş, lakin bambaşka bir sevda ile tanışmıştım. Bu yeni sevda, Spinoza'nın "amor intellectualis" dediği, o entelektüel aşktı. Felsefe, düşüncenin büyüsüydü. Doğum günümde benden ayrılan kız arkadaşıma ve yazarlık yapan arkadaşıma şimdi o kadar çok teşekkür ediyorum ki anlatamam... Yaşamın acı veren kırılmaları, bazen düşünceye açılan kapılardır. Kalp kırıklıkları, ruh için bir değişim anı, bir dönüşüm fırsatı olabilir. Nietszche'nin dediği gibi, "seni öldürmeyen şey güçlendirir." O gün kalbim kırılmıştı belki, ama zihnimde yeni bir dünya açılmıştı. Kayahan'ın müziğinde anlam bulan o geçmiş anı, şimdi beni tesadüflerin bilgeliğine inanmaya davet ediyor: Hayat bazen bir kapıyı kapatır, ama ardından daha geniş ufuklara açılan bir pencere gösterir.

Her son, aslında yeni bir başlangıcın habercisidir. Ve o gün, felsefenin evrensel sorularıyla tanışmam, bana asıl aramanın dışarıda değil, içeride olduğunu öğreten yolculuğun ilk adımıydı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Düşünen Makineler, Sorgulayan İnsanlar: Yapay Zekâ Felsefesine Derin Bir Bakış

MAKİNE ANLAMAYA ÇALIŞIYOR: NLP’NİN SIRLARI

Dijital Evrimin Yeni Eşiği: Yapay Zekâlar Kendi Kültürünü Yaratmaya başlıyor.

Yapay Zekâ Yolculuğunda Sokratik Farkındalık: Kodlar Arasında Kendini Bilmek

Verinin Fısıltısı: Sayılardan Anlama Giden Yol

Yapay Zekâ Etiği: Teknolojiyi Sorgulamak, İnsanlığı Korumaktır.

Kapatılmaya Direnen Makineler: Yapay Zekâ Gerçekten Kontrolden mi Çıkıyor?

Yapay Zekâ Çağında Matematiksel Düşünmenin Gücü: Analitik Akıldan Algoritmik Devrime

Yapay Zekâ Okuryazarlığı: Geleceği Okuyabilmek

Kodun Kalbinden Düşen Cümle: Üretken Yapay Zekânın (Generative AI) Fısıltısı