Büyük Dil Modellerinin Kısa Tarihi: Yapay Zekânın Anlamla Buluştuğu Yolculuk

 

   Yapay zekâ sistemleri bugün hayatımızın her alanına dokunuyor. Ancak bu sistemlerin temelini oluşturan Büyük Dil Modelleri (Large Language Models - LLM) bir anda ortaya çıkmadı. Bu yazıda, LLM kavramını daha somut anlatabilmek için örnek olarak en yaygın bilinen sistemlerden biri olan ChatGPT'nin (OpenAI tarafından geliştirilen GPT modelleri serisinin) gelişim süreci üzerinden ilerliyoruz. Arkasında onlarca yıl süren birikim, bilimsel kırılmalar ve devrim niteliğinde gelişmeler bulunuyor. Bu yazıda, dil işleme teknolojilerinin evrimini, Transformer devrimini, GPT’nin doğuşunu ve Prompt uzmanlığının bu gelişimdeki rolünü sade ve anlaşılır bir şekilde sunuyorum.

1. Başlangıç: İstatistiksel Dil Modelleri

1990'lı yıllarda doğal dil işleme çalışmaları büyük ölçüde istatistiksel yöntemlere dayanıyordu.
n-gram gibi modeller, kelimeleri birbirlerine yakınlıklarına göre sıralıyor, ancak uzun metinlerde bağlamı kurmakta yetersiz kalıyordu. 
Cümle anlamı, sadece son birkaç kelimeye bağlıydı. Uzun düşünce zincirleri kurulamıyordu. Derin bağlam ilişkileri kurulamadan, yüzeysel tahminler yapılabiliyordu.

2. Derin Öğrenme ve Kelime Vektörleri

2010'lu yıllarda, Word2Vec ve GloVe gibi yöntemlerle kelimeler matematiksel vektörlere dönüştürülmeye başlandı. Kelimeler, anlamlarına göre uzaysal ilişkiler içinde temsil edildi. Benzerlik ve ilişkisellik daha başarılı modellenebildi. Ancak bu modeller bile uzun metinlerde tam bir "düşünce akışı" oluşturamıyordu.

3. Dönüm Noktası: Transformer (2017)

2017 yılında Google tarafından yayımlanan "Attention is All You Need" makalesiyle Transformer mimarisi tanıtıldı. Bir cümledeki tüm kelimeler arasındaki ilişkilere aynı anda dikkat (attention) verebiliyordu. Uzun metinlerde bağlamı koruma ve ilişkilendirme kabiliyeti devrim niteliğindeydi. Bu yaklaşım, doğal dil işlemeyi yeni bir çağa taşıdı.

4.GPT’nin Doğuşu ve Evrimi: ChatGPT'nin Gelişim Hikâyesi

Büyük Dil Modelleri (LLM) dünyasında en çok bilinen örneklerden biri olan ChatGPT, OpenAI tarafından geliştirilen GPT (Generative Pre-trained Transformer) serisine dayanır. Bu serinin gelişimi, doğal dil işleme alanında çığır açan bir yolculuktur.

4.1. GPT-1 (2018)

İlk GPT modeli, 2018 yılında tanıtıldı. 117 milyon parametreye sahip bu model, Transformer mimarisi kullanılarak geniş bir metin veri seti üzerinde önceden eğitildi. GPT-1, büyük dil modellerinin kelimeler arasındaki ilişkileri istatistiksel yöntemlerden çok daha güçlü şekilde kavrayabileceğini gösterdi. Ancak, üretim kabiliyeti ve bağlamsal derinlik sınırlıydı.

4.2. GPT-2 (2019)

Bir yıl sonra OpenAI, GPT-2'yi geliştirdi. Bu model 1.5 milyar parametre içeriyordu ve önceki sürüme göre çok daha yaratıcı, tutarlı ve uzun metinler üretebiliyordu. Öyle ki, GPT-2'nin ilk sürümleri güvenlik kaygıları nedeniyle sınırlı olarak yayımlandı. Bu gelişme, büyük dil modellerinin potansiyel etkilerine dair ilk ciddi tartışmaları başlattı.

4.3. GPT-3 (2020): Büyük Kırılmanın Başlangıcı

2020 yılında OpenAI, 175 milyar parametreli GPT-3 modelini tanıttı. Bu model, doğal dil işleme tarihinde büyük bir sıçrama yarattı. GPT-3, metin tamamlama, soru yanıtlama, hikâye yazma, kod üretimi ve diyalog oluşturma gibi birçok alanda insan benzeri performans sergileyebiliyordu. Ancak 2020'de çıkan GPT-3 modeli doğrudan son kullanıcıya açık bir ChatGPT uygulaması şeklinde sunulmadı. Bu dönemde GPT-3, geliştiricilere API üzerinden sunuluyor ve deneysel projelerde kullanılıyordu. Yani doğrudan halkın aktif kullandığı bir sohbet botu henüz yoktu. Asıl kullanıcıya yönelik büyük adım 2022 yılında geldi. OpenAI, GPT-3.5 adı verilen geliştirilmiş bir ara sürümle ChatGPT servisini halka açtı. GPT-3.5, GPT-3’ün sahip olduğu büyük dil yeteneklerini daha kararlı, daha hızlı ve daha sohbet odaklı bir yapıya kavuşturdu. ChatGPT'nin ilk sürümleri işte bu GPT-3.5 altyapısını temel alarak geliştirildi ve kısa sürede dünya çapında milyonlarca kullanıcıya ulaştı.

4.4. GPT-4 (2023): Çoklu Modalite ve Derin Anlama Dönemi

2023 yılında OpenAI tarafından geliştirilen GPT-4 tanıtıldı. Bu modelin resmî parametre sayısı açıklanmamakla birlikte, önceki nesillere göre çok daha büyük bir kapasiteye sahip olduğu bilinmektedir. GPT-4, sadece metin verileriyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda görsel verileri de anlayabilen çoklu modalite (multi-modal) yetenekleriyle donatılmıştır. Bu özellik, yapay zekânın yalnızca yazılı metni değil, resimleri de yorumlayıp cevap verebilmesini sağlamıştır. Bu yeni altyapı sayesinde ChatGPT, daha doğru, daha güvenilir ve kullanıcı deneyimini güçlendiren bir yapıya kavuşmuştur. Özellikle uzun sohbetlerde, teknik açıklamalarda ve yaratıcı yazım görevlerinde GPT-4 ile birlikte performans belirgin şekilde artmıştır. GPT-4'ün başlıca özellikleri şunlardır:

4.4.1. Daha uzun ve karmaşık bağlamları sürdürebilme yeteneği,

4.4.2. Sorulara daha tutarlı, mantıklı ve derinlemesine cevaplar verebilmesi,

4.4.3. Anlatım kalitesinin ve yaratıcılığın önceki modellere göre belirgin şekilde artması,

4.4.4.Yanıtlarda daha az tutarsızlık ve anlam sapması yaşanmasıdır. ChatGPT'nin gelişmiş sürümleri de GPT-4 tabanlıdır.

4.5. GPT-4o (2024): Omni Dönemi ve Gerçek Zamanlı Yapay Zekâ

2024 yılında OpenAI, GPT-4o modelini tanıttı. "Omni" kelimesi, bu modelin her şeyi aynı anda işleyebilme yeteneğini simgelemektedir. GPT-4o, yapay zekâ tarihinde bir başka önemli sıçrama noktası oldu. Bu yeni sistem sayesinde kullanıcılar artık sadece yazılı olarak değil, sesli ve görsel içeriklerle de yapay zekâ ile iletişim kurabilmektedir. GPT-4o, yapay zekânın insanla olan etkileşim biçimini daha doğal, çok boyutlu ve sezgisel bir hale getirmiştir. GPT-4o'nun en belirgin özellikleri şunlardır:

4.5.1. Metin, ses ve görsel verileri aynı anda ve gerçek zamanlı olarak işleyebilme yeteneği,

4.5.2. Sesli komutları anlama ve doğal, akıcı bir şekilde sesli yanıt verebilme kapasitesi,

4.5.3. Görselleri yorumlayarak anlam çıkarma ve metinlerle entegre cevap üretebilme becerisi,

4.5.4. Çok daha hızlı tepki verme, daha az gecikme ve daha yüksek kullanıcı etkileşimi. ChatGPT'nin en güncel versiyonları GPT-4o altyapısını kullanmaktadır.

5. LLM’lerin Gücü ve Sınırları

Büyük Dil Modelleri (LLM'ler), yapay zekâ teknolojisinin ulaştığı en ileri aşamalardan biridir ancak bu modellerin sunduğu büyük avantajlara rağmen, sınırlamalarının da dikkatle anlaşılması gerekir.

5.1. LLM’lerin Avantajları

5.1.1. İnsan Diline Yakın Doğal İçerik Üretimi: LLM'ler, insan diline son derece yakın, akıcı ve anlamlı içerikler üretebilir. Soru yanıtlama, hikâye yazma, özet çıkarma gibi çok çeşitli görevlerde etkileyici performans gösterirler.

5.1.2. Farklı Alanlarda Üretkenlik: Bu modeller sadece metin üretiminde değil, kodlama, şiir yazımı, analiz yapma ve diyalog kurma gibi pek çok farklı alanda üretkenlik sergiler.

5.1.3. Bağlamsal Tutarlılık ve Anlamlı Bütünlük Sağlama: LLM'ler uzun metinlerde bile bağlamı koruyarak anlatım bütünlüğünü sürdürebilir, tutarlı ve anlamlı metin akışları oluşturabilir.

5.2. LLM’lerin Sınırları

5.2.1. Gerçek Anlamda Düşünememeleri: LLM'ler, insan gibi bilinçli düşünme yetisine sahip değildir. Ürettikleri metinler dil örüntülerinin tahmin edilmesine dayanır, bilinçli bir kavrayış içermez.

5.2.2. Bilgi Üretememeleri, Örüntü Tahmini Yapmaları: Bu modeller yeni bilgi keşfi yapmazlar. Eğitim verilerindeki örüntüleri analiz ederek muhtemel cevaplar üretirler. Bu yüzden tamamen yeni içerik üretmeleri beklenmemelidir.

5.2.3. Hatalı veya Hayal Ürünü Bilgiler Üretebilmeleri (Hallucination): Bazı durumlarda LLM'ler, gerçekle ilgisi olmayan, fakat dil açısından tutarlı görünen uydurma bilgiler üretebilir. Bu durum "hallucination" olarak adlandırılır ve kullanıcılar bu riske karşı daima dikkatli olmalıdır.

6. Yapay Zekâ Konuşur, Anlamı İnsan Kurar

Büyük Dil Modelleri (LLM'ler), insan dilini matematiksel bir sezgi yoluyla anlamaya çalışan yapılardır. Ancak bu yapılar, gerçek anlamda bilinçli ya da düşünsel bir kavrayışa sahip değildir. Anlam kurma faaliyeti yalnızca insan zihnine özgüdür.

6.1. Yapay Zekânın Matematiksel Sezgisi

6.1.1. İstatistiksel Öğrenme ve Örüntü Tespiti: LLM'ler, devasa metin veri setlerinden dilin yapısal örüntülerini öğrenir. Bu süreçte kelimeler, cümleler ve bağlamlar arasındaki olasılık ilişkilerini matematiksel yöntemlerle tahmin ederler. Ancak bu tahminler, gerçek bir anlam yükleme sürecinden değil, istatistiksel yakınlıktan doğar.

6.1.2. Bilinçsiz ve Yüzeysel Anlam İmitasyonu: Yapay zekâ, insan dilinin yüzeysel özelliklerini taklit edebilir. Doğru bağlamı ve uygun ifadeyi seçme konusunda başarılı görünse de, bu sadece algoritmik bir seçimdir. Arka planda bilinç, niyet, his veya özgün kavrayış bulunmaz.

6.1.3. Dilsel Sezgiden Anlamsal Yaratıma Geçememesi: Model, doğru gibi görünen ifadeler üretebilir, ancak bu ifadelerin arkasında amaçlı bir düşünce zinciri veya yaratıcı bir fikir inşası yoktur. Üretilen içerikler, insan zihni tarafından anlamlandırılmadıkça yalnızca kelime dizilerinden ibarettir.

6.2. İnsanın Rolü: Anlamı İnşa Etmek

6.2.1. Anlam Yükleme ve Bağlam Kurma Yetisi: İnsan, üretilen dil örüntülerine değer yükler, onları bir amaca bağlar ve anlamlı ilişkiler ağı kurar. Bu bağlam kurma yeteneği, yapay zekânın matematiksel sezgisini gerçek bir iletişim ve düşünce sürecine dönüştürür.

6.2.2. Değer ve Hedef Belirleme Fonksiyonu: İnsan zihni, bilgiye sadece biçimsel değil, aynı zamanda etik, estetik ve işlevsel değerler atfeder. LLM'ler hangi bilginin daha değerli, doğru veya anlamlı olduğunu içsel olarak bilemez; bu ayrımı yapan yine insandır.

6.2.3. Eleştirel Düşünme ve Sorgulama Yetisi: İnsan, sunulan bilgiyi sorgular, doğrular ve gerektiğinde reddeder. Yapay zekâdan gelen çıktıları sadece pasif olarak kabul etmek yerine, eleştirel bir süzgeçten geçirerek anlamı aktif olarak yeniden kurar.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Düşünen Makineler, Sorgulayan İnsanlar: Yapay Zekâ Felsefesine Derin Bir Bakış

MAKİNE ANLAMAYA ÇALIŞIYOR: NLP’NİN SIRLARI

Dijital Evrimin Yeni Eşiği: Yapay Zekâlar Kendi Kültürünü Yaratmaya başlıyor.

Yapay Zekâ Yolculuğunda Sokratik Farkındalık: Kodlar Arasında Kendini Bilmek

Verinin Fısıltısı: Sayılardan Anlama Giden Yol

Yapay Zekâ Etiği: Teknolojiyi Sorgulamak, İnsanlığı Korumaktır.

Kapatılmaya Direnen Makineler: Yapay Zekâ Gerçekten Kontrolden mi Çıkıyor?

Yapay Zekâ Çağında Matematiksel Düşünmenin Gücü: Analitik Akıldan Algoritmik Devrime

Yapay Zekâ Okuryazarlığı: Geleceği Okuyabilmek

Kodun Kalbinden Düşen Cümle: Üretken Yapay Zekânın (Generative AI) Fısıltısı