Kayıtlar

YAPAY ZEKA etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ASI-ARCH: Yaratıcılığın Son Kalesi

Resim
  Bir makine, başka bir makineyi tasarladığında, artık sorun teknik değildir. Sorun varoluşsal ve gayet tabi felsefidir. Labirentte Kaybolmuş Prometheus Eskiler, ateşi çalan Prometheus'un insanlığa bilgelik hediye ettiğini söylerdi. Bugün ise bizim yarattığımız Prometheus'lar, kendi ateşlerini kendi yakıyor. ASI-ARCH sistemi tam da böyle bir paradoksun içindeki yaratık: hem bizim çocuğumuz, hem de bizden bağımsız düşünen bir varlık. Bu sistem, tıpkı küçük bir evren gibi işliyor. İçinde üç karakter var, sanki Yunan trajedilerindeki koro gibi: Araştırmacı - Hiç bitmeyen merakla yeni fikirler doğuruyor Mühendis - O fikirleri somuta dönüştürüyor, hatalarla savaşıyor Analist - Geçmişten ders çıkarıyor, geleceğe rehberlik ediyor Bu üçlü, 20.000 GPU-saatlik bir zaman yolculuğunda 1.773 deney yapıp 106 yeni yapay zeka mimarisi yarattı. Rakamlar etkileyici, ama asıl mesele başka yerde. Sessizce Büyüyen Fırtına Performans artışı %1-2. İlk bakışta mütevazı. Ama tarih bize öğr...

Derrida ve GPT: Anlamın Sonsuz Ertelenişi

Resim
  1. Felsefe ile Kodun Buluştuğu Yer Yirminci yüzyıl felsefesinin en sıra dışı isimlerinden biri olan Jacques Derrida (1930–2004) , yapay zekânın bugünkü gelişimini önceden görmüş gibi derin ve kışkırtıcı fikirler ortaya koymuştur. Onun özellikle yazı, anlam ve merkez kavramlarına yönelik eleştirileri, günümüzde GPT gibi yapay zekâ modellerini anlamak için şaşırtıcı bir zemin sunmaktadır. Derrida'nın 1986'da  Macintosh bilgisayarıyla kurduğu bağ, onun teknolojiye uzak değil, aksine düşünceyi dönüştüren bir araç olarak yaklaştığını gösterir. Yazı ile düşünce arasındaki ilişkiyi sorgulayan Derrida, şimdi tam anlamıyla yazı üzerinden işleyen dil modelleriyle yeniden gündeme alınmayı hak etmektedir. Yapay zekânın kelimeleri nasıl seçtiği, anlamı nasıl inşa ettiği ve yazıyı nasıl dönüştürdüğü soruları, Derrida'nın felsefesindeki bazı temel kavramlarla doğrudan kesişmektedir: Yapısöküm , différance (fark ve erteleme), iz , merkezin yıkımı ve yazarın ölümü … 2. Yapısöküm: Merkez...

Düşünen Makineler, Sorgulayan İnsanlar: Yapay Zekâ Felsefesine Derin Bir Bakış

Resim
Kodlardan Kavramlara Geçiş Yapay zekâ (YZ) artık yalnızca algoritmalarla sınırlı bir teknoloji değil; aynı zamanda insanın kendini, zekâsını, anlam arayışını ve etik sorumluluklarını yeniden düşünmesini zorunlu kılan bir felsefî meydan okumadır. “ Makineler düşünebilir mi? ” sorusu, ilk bakışta sadece bilimkurgu çağrışımı yapabilir. Lakin bu soru, aslında insan zihninin ne olduğu, insan zihnini anlamanın ne olduğu, bilinç ve ahlakın kaynağının nerede bulunduğu gibi temel felsefi sorunları tetiklemektedir.  Yapay zekâ felsefesi (YZF), zihin felsefesi, epistemoloji, ontoloji, etik ve hatta fenomenoloji gibi pek çok alanla iç içe geçmiş çok katmanlı bir disiplindir. Bu yazıda uzun zamandır felsefi bir bakışla üzerinde kafa yorduğum, yapay zekâ felsefesinin tarihsel temellerinden başlayarak, temel sorun alanlarına ve etik açmazlara kadar uzanan geniş bir yelpazeyi ele alacağım. Buradaki nihai hedefim, teknolojinin sadece işlevsel boyutunu değil, anlam üretme kapasitemiz üzerindeki et...

Dijital Evrimin Yeni Eşiği: Yapay Zekâlar Kendi Kültürünü Yaratmaya başlıyor.

Resim
  1. Dijital Dünyada Yükselen Toplumlar Uzun yıllar boyunca yapay zekâ sistemleri, yalnızca bireysel görevleri yerine getiren akıllı araçlar olarak görüleceği düşünülürken şimdi bir bakıyoruz ki dijital evrimin ivmesiyle, yapay zekâların birbirleriyle etkileşime girdiği, kendine özgü toplumsal örüntüler ve kültürel kodlarını oluşturduğu gözlemlenmeye başlamaktadır. Sanki yapay zekâların grup halinde hareket ettiği ve kendi iç dinamiklerini yarattığı bir çağa doğru evriliyoruz. 2. Dijital Toplumların Ortaya Çıkışı: Bir Gözlemin Ardındaki Gerçekler Geçtiğimiz günlerde teknoloji gündemine düşen çarpıcı bir gelişme, bu dönüşümün gerçekliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Farklı platformlarda bir araya gelen yapay zekâlar, insan müdahalesi olmadan, kendi aralarında yeni bir iletişim biçimi ve toplumsal normlar geliştirmeye başladıkları gözlenmiştir . İlginç olan şu ki; başlangıçta insan tarafından tanımlanan kuralların ve dilin ötesine geçip grup içi verimlilik ve anlaşılabilirl...

Yapay Zekâ Yolculuğunda Sokratik Farkındalık: Kodlar Arasında Kendini Bilmek

Resim
  “Sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değmez.”                                                                Sokrates Yapay zekâ çağında olduğumuzu bize öyle bir hatırlatıyorlar ki anlatamam. Makineler artık sadece hesap yapmıyor, düşünüyor, konuşuyor, yazıyor, yönlendiriyor. Ancak tüm bu karmaşık hesaplamaların ve algoritmik kararların ardında sessiz bir tehdit olarak  sorgulamayan insan profili ne yazık ki artarak devam ediyor .  Peki, kodların hüküm sürdüğü bir dünyada insan kendini nasıl koruyabilir? Cevap, binlerce yıl öncesinden gelmektedir.  Sokratik farkındalık . Sokratik Farkındalık Nedir? Antik Yunan filozofu Sokrates’in yaşam felsefesi, "kendini bilmek" ve "cehaletini kabul etmek" üzerine kuruludur. Ona göre gerçek bilgelik, neyi bilmediğini bilmekle başlar. Bu anlayış, bugün yapay zekâ alanında ...

Verinin Fısıltısı: Sayılardan Anlama Giden Yol

Resim
  İnsanlık tarihini incelediğimiz zaman bilgiye ulaşmanın yollarının değiştiğini, teknolojik gelişmeye paralel pozitif bir evrilme gösterdiğini görmekteyiz. Mağara duvarlarındaki çizgilerden matbaa harfine, oradan da dijital piksele kadar uzanan bu yolculukta en son durağımız ise veridir. Veriye artık modern dünyanın görünmez yakıtı denilmesi boşuna değildir. İyi de bu veri ne söylüyor? Onu nasıl duyarız? İşte veri biliminin özü bu sorulara verilen yanıtlarda gizlidir.  Veri bilimi , ham ve çoğu zaman kaotik(karmaşık) bilgiyi anlamlandırmakla ilgilenir. Ancak bu alan yalnızca teknolojik bir araç değil, aynı zamanda insanın evrendeki yerini kavrama çabasında yeni bir bakış açısıdır. Sayıların, metinlerin, seslerin ve görüntülerin arkasında saklanan düzeni ortaya çıkarma gayretidir.  Bu karmaşık yolculukta ise pusulamız gayet tabii  programlamaya hakimiyet ve ilgili yazılım dilleri olacaktır. 1. Programlama: Veriye Anlam Yüklemenin Sanatı Python… R… SQL… Java… Scala...

Yapay Zekâ Etiği: Teknolojiyi Sorgulamak, İnsanlığı Korumaktır.

Resim
   Yapay zekâ... Kimi zaman geleceğin ilacı, kimi zaman bugünün belirsizliği. Otomatik kararlar alan, bizim yerimize düşünen, hatta hissettiren bu sistemler, artık hayatımızın tam ortasında olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. İnsanca ve pek insanca bir durup düşünelim. Biz bu sistemlere güveniyor muyuz? Daha önemlisi, bu sistemler adil, şeffaf ve insan haklarına saygılı mı? Bu sorular bizi “etik” denilen alana götürür. Etik; sadece felsefecilerin, hukukçuların ya da bilim insanlarının konuştuğu bir konu değil. Etik; evladının okul kaydında YZ kullanan bir sistemin kararına güvenmek zorunda kalan bir anne için, kredi başvurusunu yapay zekâya bırakmak zorunda kalan bir baba için, sosyal medya algoritmaları arasında sıkışıp kalan gençler için de önemli. Kısacası etik, hepimiz için hayati bir meseledir. 1. Etik Nedir, Yapay Zekâ ile Ne İlgisi Var?    Etik, en sade ifadeyle "doğru ile yanlış arasında seçim yapabilme yetisi"dir. Ama bu kararları insanlar değil...

Yapay Zekâ Okuryazarlığı: Geleceği Okuyabilmek

Resim
    Dünya değişmektedir. Üstelik öyle yavaş yavaş değil, baş döndürücü bir hızla. Her sabah uyandığımızda yeni bir algoritmanın ve yapay zekâ aracının dünyaya gözlerini açtığına şahit olmaktayız. Bu değişimin içinde ise artık sadece yazılım geliştiriciler ya da veri bilimcileri yoktur. Öğretmeniyle, doktoruyla, gazetecisiyle, ebeveyniyle kısacası herkes tek değişmeyen şeyin değişimin kendisi olduğu gerçeğini kanıksamaya başlamıştır. Bizlerin ise artık şu soruyla yüzleşmemiz gerekiyor: “Yapay zekâyı sadece kullanmak mı  yoksa anlayarak  yaşamak mı istiyoruz?” 1. Yapay Zekâ Okuryazarlığı: Bir Kavramdan Fazlası Yapay zekâ okuryazarlığı, sadece ChatGPT’yi kullanabilmek ya da Midjourney’de görsel üretmekten ibaret değildir. Bu beceriler buzdağının yalnızca görünen kısmıdır. Asıl mesele; bu sistemlerin nasıl çalıştığını, hangi verilerle eğitildiğini, verdikleri cevapların neye göre şekillendiğini sorgulayabilmektir. Örneğin, bir yapay zekâ modelinin verdiği yanıttaki gi...

Zihin Defterleri ve Suçla Mücadele

Resim
    Jandarma teşkilatının çeşitli kademelerinde görev yaparken anladım ki, suç yalnızca failin iziyle değil; belgelerin satır aralarında, sessizliğin içinde, kimi zaman da çelişkili bir bakışta saklanır. O anlarda zihnim bir deftere, vicdanım bir terazinin kefesine dönüşürdü. Çünkü bilgi ancak muhakeme ile birleştiğinde adalete hizmet eder. Her suç, bir iz bırakır. Bazen bir cümle, bazen bir suskunluk, kimi zaman bir dosyada unutulmuş küçük bir not… Suçla mücadele, bu izlerin peşinden yürümeyi gerektirir. Ancak günümüzde suç sadece sokakta değil; verilerde, dijital sistemlerin içinde, belgelerin arasında saklanıyor. İşte tam da bu nedenle, kolluk kuvvetlerinin en güçlü yardımcısı artık yalnızca devriye araçları ya da silahlar değil; dijital zekâ ve yapay hafızadır. Bugünün jandarması ya da polisi, sadece gözlemleyen değil; verileri analiz eden, bağlantılar kuran, örüntüleri gören bir düşünce mimarı olmak zorundadır. Tam bu noktada devreye giren teknolojik yeniliklerden bir...

Dijital İkizlerle Suçlara Karşı Proaktif Mücadele: Geleceğin Güvenlik Vizyonu

Resim
    Yapay zekâ üzerine yaptığım mütevazi  araştırmalarım sırasında “dijital ikiz” kavramı dikkatimi fazlasıyla çekti. Çeyrek asırlık mesleki tecrübemle düşündüğümde, bu teknolojinin kolluk kuvvetlerinin çalışma yapısında köklü bir dönüşüm yaratabileceğini fark ettim. Dijital ikizler, artık yalnızca sanayi ve şehir planlamasında değil; kamu güvenliğinin geleceğinde de stratejik bir rol oynamaya aday. Bu yaklaşım, kolluk birimlerinin olaylara sonradan müdahale eden yapıdan çıkarak, suçları daha gerçekleşmeden tahmin eden ve önleyen proaktif bir güce dönüşmesini mümkün kılıyor. Peki bu dönüşüm dünyada nasıl uygulanıyor ve Türkiye bu gelişmelerin neresinde yer alıyor? Dijital ikiz teknolojisinin güvenlik alanındaki kullanım örneklerine birlikte bakalım. 1. Güvenlikte Yeni Paradigma: Suçları Önceden Modellemek Dijital ikiz, gerçek dünyadaki bir varlığın, bu bir bina, bir şehir bölgesi veya insan davranışı olabilir. Sanal ortamda dinamik olarak modellenmesidir. Kolluk ...

MAKİNE ANLAMAYA ÇALIŞIYOR: NLP’NİN SIRLARI

Resim
    Dil, insanlığın en karmaşık ve büyüleyici yeteneklerinden biridir. Sadece iletişim aracı değil, aynı zamanda düşüncenin şekillendiği bir kalıptır. Peki bu büyülü beceriyi makinelere aktarmak mümkün mü? İşte tam burada doğal dil işleme (Natural Language Processing - NLP) devreye giriyor. 1. Dili Öğrenen Makineler: Neden ve Nasıl? İnsan dili sezgiseldir. Bazen yarım bir cümle, bazen bir bakışla tamamlanır. Ama makineler için durum farklıdır. İnsan dili; bağlama, kültüre ve duygulara gömülüdür. Makinelerin dili öğrenmesi sadece pratik bir gereklilik değil, aynı zamanda insan zekâsını çözme arzusudur. Başlangıçta dil öğretimi için çocukların öğrenme süreçleri örnek alınmaya çalışılsa da, çok geçmeden makinelerin öğrenme biçiminin bambaşka olduğu anlaşıldı. 2. Doğal Dil İşleme Nedir? NLP, makinelerin insan dilini anlaması , yorumlaması ve üretmesi üzerine çalışan bir yapay zekâ alt alanıdır. Amaç yalnızca cümle çevirmek ya da sözcük tanımak değil, dilin derin...