Yapay Zekâ Etiği: Teknolojiyi Sorgulamak, İnsanlığı Korumaktır.

   Yapay zekâ... Kimi zaman geleceğin ilacı, kimi zaman bugünün belirsizliği. Otomatik kararlar alan, bizim yerimize düşünen, hatta hissettiren bu sistemler, artık hayatımızın tam ortasında olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. İnsanca ve pek insanca bir durup düşünelim. Biz bu sistemlere güveniyor muyuz? Daha önemlisi, bu sistemler adil, şeffaf ve insan haklarına saygılı mı?

Bu sorular bizi “etik” denilen alana götürür. Etik; sadece felsefecilerin, hukukçuların ya da bilim insanlarının konuştuğu bir konu değil. Etik; evladının okul kaydında YZ kullanan bir sistemin kararına güvenmek zorunda kalan bir anne için, kredi başvurusunu yapay zekâya bırakmak zorunda kalan bir baba için, sosyal medya algoritmaları arasında sıkışıp kalan gençler için de önemli. Kısacası etik, hepimiz için hayati bir meseledir.

1. Etik Nedir, Yapay Zekâ ile Ne İlgisi Var?

   Etik, en sade ifadeyle "doğru ile yanlış arasında seçim yapabilme yetisi"dir. Ama bu kararları insanlar değil de makineler verdiğinde işler karmaşıklaşır. Çünkü makineler hissedemez, vicdanları yoktur, sezgileri yoktur. Onlar veriyle çalışır. Eğer veri hatalıysa, karar da hatalı olur. İşte bu yüzden yapay zekânın karar süreçlerini düzenlemek, denetlemek ve sınırlamak gerekir. İşte bu çabanın adına "Yapay Zekâ Etiği" denir.

Günümüzde biz bilsek de bilmesek de örnek olarak, bir banka kredi verirken yapay zekâ sistemine başvuruyor. Bu sistem, geçmişteki verileri analiz ediyor. Eğer bu verilerde belli bölgelerdeki insanlara daha az kredi verilmişse, sistem de o bölgeden başvuran yeni kişilere kredi vermemeye eğilimli olacaktır. Bu bir hata mı? Hayır, veri açısından doğru. Ama adil mi? Kesinlikle hayır.

İşte etik bu noktada devreye girer: “Doğru olanla, adil olan her zaman aynı şey midir?” sorusu, yapay zekâ çağının en can alıcı sorularından biridir.

2. Uluslararası İlkeler: Tüm Dünya Ne Yapıyor?

Yapay zekâ etiği sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın gündeminde. Pek çok ülke ve uluslararası kuruluş, bu konuda yol gösterici ilkeler yayınlamıştır:

  • OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü): Belirli ilkeler önermiştir. Bunlar arasında insan haklarına saygı, şeffaflık, güvenlik ve hesap verebilirlik gibi konular yer alır.

  • UNESCO: 193 ülkenin imzaladığı etik tavsiye kararı ile yapay zekâ kullanımının çevreye, kültüre, insan onuruna ve barışa zarar vermemesi gerektiğini vurgular.

  • Avrupa Birliği: 2024’te yürürlüğe giren “Yapay Zekâ Yasası” ile bazı yapay zekâ sistemlerini yasaklamış, bazılarına ise sıkı denetim ve şeffaflık şartı getirmiştir.

Bu ilkeler sadece kağıt üzerinde kalmasın diye her ülke kendi stratejisini geliştirmeye başladı. Türkiye de bu ülkelerden biri.

3. Türkiye Ne Yapıyor?

2021 yılında yayımlanan “Türkiye Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi”, etik ve güvenilir yapay zekâyı temel hedeflerinden biri olarak belirlemiştir. Bu stratejiye göre:

  • Yapay zekâ uygulamaları geliştirilirken gizlilik, tarafsızlık, hesap verebilirlik, şeffaflık ve çok paydaşlı yönetişim gibi ilkelere uyulmalıdır.

  • TÜBİTAK, KVKK, BTK Akademi, YÖK, TRAI, AIPA gibi kurumlar bu alanda farkındalık oluşturmakta, eğitimler vermekte ve politika üretmektedir.

  • 2024 yılında meclise sunulan ilk Yapay Zekâ Kanun Teklifi, henüz kapsamlı olmasa da önemli bir adımdır.

Ancak tüm bu çabalara rağmen Türkiye’de hâlâ etik ilkelerin uygulandığı bir yasal sistem oluşmuş değildir. Hukukçular, mühendisler, sosyal bilimciler ve siyasetçilerin işbirliği içinde daha güçlü bir yasal altyapı inşa etmeleri şarttır.

4. Gerçek Hayattan Etik Sorular

Yapay zekâ sadece teknik bir konu değildir. Ahlaki ve toplumsal soruları da beraberinde getirir. İşte bazıları:

  • Veri Mahremiyeti: Sağlık verileriniz bir hastane tarafından analiz edilirken yeterince korunuyor mu? Yüz tanıma sistemleri sizi izinsiz takip ediyor olabilir mi?

  • Algoritmik Ayrımcılık: Başvurunuz sadece yaşınız, cinsiyetiniz ya da memleketiniz yüzünden reddedilmiş olabilir mi?

  • İşe Alımda Önyargı: Kadın mühendisler, yapay zekâ tarafından erkek adaylardan daha az yetkin olarak algılanıyor olabilir mi?

  • Eğitimde Erişim Adaleti: Yapay zekâya dayalı sınav sistemleri, kırsalda yaşayan çocukları geride bırakıyor olabilir mi?

Bu örnekler çoğaltılabilir. Önemli olan şu soruyu sormaktır: "Bu karar insana değer veriyor mu?" Eğer cevabınız “hayır”sa, orada etik bir sorun var demektir.

5. Teknoloji Nereye Gidiyor, İnsanlık Ne Yapmalı?

Teknoloji pozitifliğine güvenerek devamlı olarak ilerler durmayı asla durmaz, ama insanlar sorgular. Yapay zekâ daha da güçlenecek; daha çok karar verecek, daha çok hayatımıza dokunacak. Lakin biz insan olarak onu yönlendirebilirsek, geleceği etik ilkelere göre inşa edebiliriz. Şunu unutmamalıyız; yapay zekâ ne yapacağına kendi karar veremez. Ona hangi veriyi verirsek, onu nasıl tasarlarsak, hangi sınırları çizersek o şekilde davranır. Yani aslında yapay zekânın etiği, bizim etik duruşumuzun bir yansımasıdır.

6. Teknolojiye Değil, Değere Yatırım Yapmak

Yapay zekâyı yalnızca ekonomik büyümenin bir aracı olarak görmek büyük bir hata olur. Asıl mesele, insanı odağa koyan, adil, şeffaf ve güvenilir sistemler kurabilmektir. Eğer biz bugün bu ilkelere yatırım yaparsak, yarının çocukları teknolojiye değil, insana güvenmeyi öğrenir. Yapay zekâ çağında güçlü olmak, sadece teknolojik değil; ahlaki üstünlüğü de gerektirir. İnsanca ve pek insanca...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Düşünen Makineler, Sorgulayan İnsanlar: Yapay Zekâ Felsefesine Derin Bir Bakış

MAKİNE ANLAMAYA ÇALIŞIYOR: NLP’NİN SIRLARI

Dijital Evrimin Yeni Eşiği: Yapay Zekâlar Kendi Kültürünü Yaratmaya başlıyor.

Yapay Zekâ Yolculuğunda Sokratik Farkındalık: Kodlar Arasında Kendini Bilmek

Verinin Fısıltısı: Sayılardan Anlama Giden Yol

Kapatılmaya Direnen Makineler: Yapay Zekâ Gerçekten Kontrolden mi Çıkıyor?

Yapay Zekâ Çağında Matematiksel Düşünmenin Gücü: Analitik Akıldan Algoritmik Devrime

Yapay Zekâ Okuryazarlığı: Geleceği Okuyabilmek

Kodun Kalbinden Düşen Cümle: Üretken Yapay Zekânın (Generative AI) Fısıltısı