DNA'nın Gizli Dili ile Yapay Zekanın Buluşması: Yaşamın Yeni Hikayesi

Her sabah aynaya baktığınızda gayet tabi bir şekilde kendinizi görürsünüz. Peki ya aslında o an baktığınız kişi, dünkü "siz" ile aynı kişi mi? Genetik olarak evet, ama moleküler düzeyde hayır. Çünkü vücudunuzdaki genler, yaşadığınız her anı, aldığınız her nefesi, hissettiğiniz her duyguyu kayda geçiriyor. Bu kayıtlar da sizi sürekli değiştiriyor. Bu hikayenin kahramanları iki farklı dünyadan geliyor: Biri yaşamın en derin sırlarını araştıran biyologlar, diğeri makinelere düşünmeyi öğreten mühendisler. Şimdi bu iki dünya, insanlık tarihinin belki de en büyük keşfine hazırlanıyor. Yaşamın Gizli Anahtarları: Değişmeyen Değişim Keşfin Tarihi: Unutulanlar ve Devrim Hikayemiz aslında 1940'larda başlıyor. Barbara McClintock adlı bir bilim insanı mısır bitkilerini incelerken garip bir şey fark etti: Aynı tohum farklı renklerde mısırlar veriyordu. O zamanlar kimse ona inanmadı. "Gen dediğin değişmez" diyorlardı. McClintock 40 yıl sonra Nobel Ödülü'nü aldığında...