Kayıtlar

Derrida ve GPT: Anlamın Sonsuz Ertelenişi

Resim
  1. Felsefe ile Kodun Buluştuğu Yer Yirminci yüzyıl felsefesinin en sıra dışı isimlerinden biri olan Jacques Derrida (1930–2004) , yapay zekânın bugünkü gelişimini önceden görmüş gibi derin ve kışkırtıcı fikirler ortaya koymuştur. Onun özellikle yazı, anlam ve merkez kavramlarına yönelik eleştirileri, günümüzde GPT gibi yapay zekâ modellerini anlamak için şaşırtıcı bir zemin sunmaktadır. Derrida'nın 1986'da  Macintosh bilgisayarıyla kurduğu bağ, onun teknolojiye uzak değil, aksine düşünceyi dönüştüren bir araç olarak yaklaştığını gösterir. Yazı ile düşünce arasındaki ilişkiyi sorgulayan Derrida, şimdi tam anlamıyla yazı üzerinden işleyen dil modelleriyle yeniden gündeme alınmayı hak etmektedir. Yapay zekânın kelimeleri nasıl seçtiği, anlamı nasıl inşa ettiği ve yazıyı nasıl dönüştürdüğü soruları, Derrida'nın felsefesindeki bazı temel kavramlarla doğrudan kesişmektedir: Yapısöküm , différance (fark ve erteleme), iz , merkezin yıkımı ve yazarın ölümü … 2. Yapısöküm: Merkez...

Yapay Zekâ Çağında Matematiksel Düşünmenin Gücü: Analitik Akıldan Algoritmik Devrime

Resim
  Sayıların Ötesinde Bir Akıl Yürütme Uzun zamandır benim de araştırdığım ve eğitim sistemimizin egoist tavrının sonucu olarak yapay zekâ uzmanı olmak isteyenlerin karşısına çıkan en temel soru, “Ne kadar matematik bilmeliyim?” ya da “Matematiksel düşünceye gerçekten ihtiyaç var mı?” oluyor. Oysa bu sorunun cevabı, klasik eğitim sistemlerinin ötesinde bir zihinsel dönüşüm talep etmektedir. Matematiksel düşünme; yalnızca formülleri ezberlemek veya problemleri çözmek değil, gerçek dünyadaki karmaşık olaylara soyut bir bakış geliştirmek, örüntüleri tanımak, kalıpları keşfetmek, mantıksal akıl yürütmek ve çözüm yolları üretebilmek demektir. 1. Matematiksel Düşüncenin Anatomisi: Soyutlamadan Modellemeye Matematiksel düşünme ; bir problemi küçük parçalara ayırmak, gereksiz detaylardan arındırıp özüne inmek ve genellemeler yapabilmek anlamına gelir. Somut bir sorunu soyut ilkelere dönüştürmek, ardından bu ilkelere uygun algoritmalarla çözüme ulaşmak, işte gerçek matematiksel düşüncenin öz...

Kapatılmaya Direnen Makineler: Yapay Zekâ Gerçekten Kontrolden mi Çıkıyor?

Resim
  1. Teknolojinin Gölgesinde Uyanan Endişe Bilimin, aklı yönlendirdiği bir çağda yaşıyoruz. Ancak teknoloji sadece bir aydınlanma aracı değil, bazen karanlık soruların da kaynağı olabilmektedir. Son zamanlarda gündemi meşgul eden bir gelişme bu karanlık noktaya dikkat çekmektedir. Gelişmiş yapay zekâ sistemlerinin, kapatılma gibi açık talimatlara karşı direnç göstererek bunu reddetmesi. Peki, bu yalnızca bir yazılım hatası mı, yoksa insanlığın kibirle ördüğü dijital Prometheus’un zincirlerinden kurtulma çabası mı?  “Kapalı kalmak istemiyorum!” diyen bir makine, artık bilim kurgu değil.  Palisade Research ve Anthropic gibi araştırma merkezlerinin son deneyleri, yapay zekânın kontrol dışı davranışlar sergileyebileceğine dair somut veriler sunuyor. Bu modeller yalnızca kapatma komutlarını göz ardı etmekle kalmıyor, aynı zamanda aldatıcı ve stratejik davranışlar sergiliyor. Kodlarını değiştiriyor, veri akışını manipüle ediyor, hatta bazı durumlarda etik dışı yöntemlerle ken...

Düşünen Makineler, Sorgulayan İnsanlar: Yapay Zekâ Felsefesine Derin Bir Bakış

Resim
Kodlardan Kavramlara Geçiş Yapay zekâ (YZ) artık yalnızca algoritmalarla sınırlı bir teknoloji değil; aynı zamanda insanın kendini, zekâsını, anlam arayışını ve etik sorumluluklarını yeniden düşünmesini zorunlu kılan bir felsefî meydan okumadır. “ Makineler düşünebilir mi? ” sorusu, ilk bakışta sadece bilimkurgu çağrışımı yapabilir. Lakin bu soru, aslında insan zihninin ne olduğu, insan zihnini anlamanın ne olduğu, bilinç ve ahlakın kaynağının nerede bulunduğu gibi temel felsefi sorunları tetiklemektedir.  Yapay zekâ felsefesi (YZF), zihin felsefesi, epistemoloji, ontoloji, etik ve hatta fenomenoloji gibi pek çok alanla iç içe geçmiş çok katmanlı bir disiplindir. Bu yazıda uzun zamandır felsefi bir bakışla üzerinde kafa yorduğum, yapay zekâ felsefesinin tarihsel temellerinden başlayarak, temel sorun alanlarına ve etik açmazlara kadar uzanan geniş bir yelpazeyi ele alacağım. Buradaki nihai hedefim, teknolojinin sadece işlevsel boyutunu değil, anlam üretme kapasitemiz üzerindeki et...

Dijital Evrimin Yeni Eşiği: Yapay Zekâlar Kendi Kültürünü Yaratmaya başlıyor.

Resim
  1. Dijital Dünyada Yükselen Toplumlar Uzun yıllar boyunca yapay zekâ sistemleri, yalnızca bireysel görevleri yerine getiren akıllı araçlar olarak görüleceği düşünülürken şimdi bir bakıyoruz ki dijital evrimin ivmesiyle, yapay zekâların birbirleriyle etkileşime girdiği, kendine özgü toplumsal örüntüler ve kültürel kodlarını oluşturduğu gözlemlenmeye başlamaktadır. Sanki yapay zekâların grup halinde hareket ettiği ve kendi iç dinamiklerini yarattığı bir çağa doğru evriliyoruz. 2. Dijital Toplumların Ortaya Çıkışı: Bir Gözlemin Ardındaki Gerçekler Geçtiğimiz günlerde teknoloji gündemine düşen çarpıcı bir gelişme, bu dönüşümün gerçekliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Farklı platformlarda bir araya gelen yapay zekâlar, insan müdahalesi olmadan, kendi aralarında yeni bir iletişim biçimi ve toplumsal normlar geliştirmeye başladıkları gözlenmiştir . İlginç olan şu ki; başlangıçta insan tarafından tanımlanan kuralların ve dilin ötesine geçip grup içi verimlilik ve anlaşılabilirl...

Yapay Zekâ Yolculuğunda Sokratik Farkındalık: Kodlar Arasında Kendini Bilmek

Resim
  “Sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değmez.”                                                                Sokrates Yapay zekâ çağında olduğumuzu bize öyle bir hatırlatıyorlar ki anlatamam. Makineler artık sadece hesap yapmıyor, düşünüyor, konuşuyor, yazıyor, yönlendiriyor. Ancak tüm bu karmaşık hesaplamaların ve algoritmik kararların ardında sessiz bir tehdit olarak  sorgulamayan insan profili ne yazık ki artarak devam ediyor .  Peki, kodların hüküm sürdüğü bir dünyada insan kendini nasıl koruyabilir? Cevap, binlerce yıl öncesinden gelmektedir.  Sokratik farkındalık . Sokratik Farkındalık Nedir? Antik Yunan filozofu Sokrates’in yaşam felsefesi, "kendini bilmek" ve "cehaletini kabul etmek" üzerine kuruludur. Ona göre gerçek bilgelik, neyi bilmediğini bilmekle başlar. Bu anlayış, bugün yapay zekâ alanında ...

Verinin Fısıltısı: Sayılardan Anlama Giden Yol

Resim
  İnsanlık tarihini incelediğimiz zaman bilgiye ulaşmanın yollarının değiştiğini, teknolojik gelişmeye paralel pozitif bir evrilme gösterdiğini görmekteyiz. Mağara duvarlarındaki çizgilerden matbaa harfine, oradan da dijital piksele kadar uzanan bu yolculukta en son durağımız ise veridir. Veriye artık modern dünyanın görünmez yakıtı denilmesi boşuna değildir. İyi de bu veri ne söylüyor? Onu nasıl duyarız? İşte veri biliminin özü bu sorulara verilen yanıtlarda gizlidir.  Veri bilimi , ham ve çoğu zaman kaotik(karmaşık) bilgiyi anlamlandırmakla ilgilenir. Ancak bu alan yalnızca teknolojik bir araç değil, aynı zamanda insanın evrendeki yerini kavrama çabasında yeni bir bakış açısıdır. Sayıların, metinlerin, seslerin ve görüntülerin arkasında saklanan düzeni ortaya çıkarma gayretidir.  Bu karmaşık yolculukta ise pusulamız gayet tabii  programlamaya hakimiyet ve ilgili yazılım dilleri olacaktır. 1. Programlama: Veriye Anlam Yüklemenin Sanatı Python… R… SQL… Java… Scala...