Kayıtlar

Belirsizliğin Eşiğinde: Yapay Zekâ ve Kuantum Bilgisayarlar

Resim
  Eşiğin Kıyısında Durmak     Bilim ve teknoloji tarihine dair hangi kitabı açsam, hangi belgeseli izlesem aynı sessiz gerçeği fark etmekteyim. İnsanlık çoğu zaman yavaş ilerler; küçük adımlar, mütevazı keşifler ve neredeyse fark edilmeyen iyileştirmeler yıllar boyunca birikir. Fakat bazı anlar vardır ki bütün bu birikim görünmez bir kapı gibi aniden aralanır ve o kapıdan geçtikten sonra artık geri dönüş mümkün olmaz. Buhar makinesinin fabrikaları ateşlediği o devrim, transistörün küçücük gövdesiyle bilgisayarı doğurduğu kırılma, internetin gezegeni görünmez bir sinir ağıyla birbirine bağladığı o büyük sıçrayış… Hepsi aynı hakikati hatırlatmaktadır. Tarih çoğu zaman fısıltıyla ilerler ama bazen tek bir hamle bütün düzeni yerinden söker. Bugün de benzer bir eşik yeniden karşımızda. Yapay zekâ, kendisini yetiştiren klasik bilgisayarların güvenli ama sınırlı dünyasına artık sığmamaya başlamıştır. Arkasında düzen, önünde belirsizliğin hüküm sürdüğü kuantum evreni var. O evre...

Bilinçsiz Zekâ: Yapay Zekânın Qualia Çıkmazı

Resim
Makinenin İçinde Kimse Var mı?       ChatGPT, Claude, Gemini veya başka bir yapay zekâya hiç “Acı hissediyor musun?” ya da “Beni seviyor musun?” diye sordunuz mu? Eğer sorduysanız, aldığınız yanıt muhtemelen şöyle olmuştur: “Ben bir yapay zekâ dil modeliyim. Duygularım, inançlarım veya kişisel deneyimlerim yok. Acı veya sevgi gibi hisleri biyolojik varlıkların deneyimlediği şekilde yaşayamam.” Bu yanıt teknik olarak doğrudur. Fakat felsefî açıdan eksik bir şey vardır: Biz aslında o anda, “içeride birinin olup olmadığını” merak ederiz. Bazen bu modellerin verdiği cevaplar o kadar karmaşık ve duygusal görünebilir ki, onları dinlerken insan “ya hissediyorsa” diye düşünmeden edemez.  İşte tam bu noktada y apay  zekanın  duyguları  deneyimlemediğini  bilmemize rağmen, onları o kadar ustaca   taklit edebilmesi  ve bu taklidin bizde bir şüphe ve rahatsızlık uyandırması durumu olan   “ duygusal tekinsiz vadi ” başlar. Hissetmediğini...

10 Kasım: Aklın ve Cesaretin Mirası

Resim
  Atatürk’ün Vizyonu ve Yapay Zeka Çağında Cumhuriyet’in Görevleri Bazı liderler milletini kurtarır, bazıları ise insanlığa bir ufuk kazandırır. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, bu iki kudreti birleştiren nadir bir isimdi. Fakat onun hakiki mucizesi, sadece bir siyasi rejim kurması değildi. Bir düşünme biçimi ve bilime sonsuz güven  duyarak bilimi   kurumsallaştırmasıydı.  Bir ulus, işgalin karanlığında yeniden doğduysa; Bu, yalnızca bir ordunun değil, bir inancın zaferiydi . O inanç, bir milletin kalbinden doğup, yüz yıl sonra bile insanlığa umut olmaya devam etmektedir. Emin olun olacaktır da... Ya İstiklâl Ya Ölüm: Karanlıktan Aydınlığa Atatürk “Ya İstiklâl Ya Ölüm” diyerek çıktığı yolda Türk milletini tek bir yürek hâline getirdi. Fakat bu sadece bir slogan değildi. Bu, akılsal seçimin cesur bir beyanıydı. İşgal yıllarında millet iki yoldan birini seçmek zorundaydı: Ya boyun eğmek, ya da imkânsızlıklar içinde bile bilinçli bir direniş için örgütlenmek. Sak...

Algoritmaların Işığında Yaratıcılık: Sanatçı mı, Ortak mı?

Resim
 Dijital Fırçalarla Yeni Bir Çağ      Bir tabloyu artık yalnızca bir ressam değil, bir algoritma da çizebiliyor. Bir şiiri yalnızca bir şair değil, bir dil modeli de yazabiliyor. Bugün ChatGPT, Gemini, Claude, Copilot, Grok ve DeepSeek gibi yapay zekâ sistemleri milyonlarca insanın üretim süreçlerine dâhil olmuş durumda.  Peki şu temel soruyla başlayalım:  “Yapay zekâ bir sanatçı mı, yoksa sadece insanın elindeki yeni bir araç mı?” Bu soru yalnızca teknolojiyle değil; yaratıcılığın, özgünlüğün ve insan olmanın anlamıyla ilgilidir.  Yaratmak Ne Demektir?      “Yaratmak” sözcüğü ile ilgili benimde çokça karşılaştığım Türkçede yanlış anlaşılma söz konusudur. Elbette ki  “yoktan var etmek” anlamındaki yaratma tutkulu  inananlar için yalnızca yaratıcı ya mahsustur.  Sanat felsefesinde ise bu kavram, var olanı yeniden biçimlendirmek, dönüştürmek ve anlam kazandırmak anlamında kullanılır. Bir ressam, renkleri karıştırır; bi...

Yapay Zekâ: Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Işığında Yeni Milli Mücadelemiz

Resim
   Zihin Felsefesinden Dijital Aydınlanmaya Felsefe lisans eğitimim sırasında zihin felsefesinin büyüleyici dünyasına dalarken, yapay zekâya duyduğum ilginin tohumları o yıllarda atılmıştı.  “Zihin nedir?”, “Bilinç yapay olarak üretilebilir mi?”, “Bir makine düşünebilir mi?” gibi sorular zihnimi kuşatırken, teknik karmaşıklıklar ve bilgisayar bilimine duyduğum önyargı o ilgiyi uzun süre susturmuştur. D üşünce ile teknoloji birbirinden kopuk değil , aynı devrimin iki ayrı cephesi olduğunu geç kavradım diyebilirim.  Nasıl ki Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimleri bir milletin düşünce sistemini, eğitimini, bilime ve akla bakışını dönüştürdüyse; bugün  de yapay zekâ , bireyin düşünme biçimini, üretme gücünü ve insanlıkla bağını dönüştürmeye devam etmektedir. Cumhuriyetin Yeni Şafağı: Yapay Zekâ Bugün, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının eşiğinde o büyük devrim ruhu yeniden canlanıyor: Yapay Zekâ. Sakın yanılmayın, bu sadece bir teknoloji hikâyesi değildir....

Teknoloji ve Kalkınma Enstitüleri: Köy Enstitüleri Ruhunun Dijital Çağ Yorumu

Resim
      Bu aşağıda bahsettiğim model, Türkiye'nin teknolojik geleceğini şehirlerden Anadolu'nun her köşesine taşıyan, devletin hedeflerini somut adımlara dönüştüren ve Köy Enstitüleri'nin ruhunu 21. yüzyılda yeniden canlandıran bir yol haritasıdır. Bir an için gözlerinizi kapatın ve düşünün. Şanlıurfa'da bir genç, pamuk tarlalarında drone ile topladığı verilerle hassas sulama sistemi kuruyor. Denizli'de bir başkası, tekstil fabrikasında kumaş hatalarını tespit eden yapay zekâ yazılımı geliştiriyor. Trabzon'da üçüncüsü, fındık bahçelerindeki hastalıkları erken tespit eden mobil uygulama yapıyor. Kulağa çok iddialı geliyor, değil mi? Peki ya size bunun sadece hayal değil, somut bir gerçeğe dönüşebileceğini söylesem? Sorun ne? Türkiye'nin bugün üç büyük derdi var: Dijital bölünme — Teknoloji şehirlerde, Anadolu'da değil. İstanbul'da, Ankara'da yapay zekâ, köyde hâlâ internet sorunu. Bölgesel eşitsizlik — Devletin yaptığı SEGE ( Sosyo-Ekonomik Gelişm...